crazykites
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

crazykites

sitede videolar kurtlar vadisi frahmanları şiirler dini bilgiler yani ne ararsanız bulunmaktadır. klipler şarkılar, dini sorular namaz, forum...... herşey ...
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Ahmed Husrev
Admin
Admin
Ahmed Husrev


Erkek
Mesaj Sayısı : 64
Kayıt tarihi : 22/12/08

NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR Empty
MesajKonu: NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR   NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR Icon_minitimePtsi Ara. 22, 2008 7:18 pm


On akçe Peştemal
Timur bir gun yanina Hoca'yi da alarak Aksehir'in Meydan Hamamina gider. Soyunup pestemallara sarinip sicak bolume gecerler. Gobek tasinda oturup bir yandan sohbet ederken bir taraftan terlerler. Derken Timur Hoca'ya sorar.
-Hoca sen bir deryasin! kiymet bicmesini bilirsin. Su halimle ben kac para ederim?...
Hoca;
-On akce der.
Kendisine bu kadar az kiymet bicilmesi Timur'u kuplere bindirir.
-Bre gafil sen bana nasil on akce ettigimi soylersin bu parayi sadece pestemal yapar! deyince
Nasreddin Hoca boynunu bukerek;
-Pestemali hesapa kattim zaten! der.

Zehirli Baklava
Bir keresinde, Hoca koy okulunda ogretmen dururken, ogrencilerinin birinin ailesi tarafindan kendisine bir buyuk tepsi baklava gonderilir. Agzi sulanir, fakat daha sonra yemek uzere masasinin cekmecesine koyar. Kisa bir sure sonra acil bir is icin disari cagirilir.
Ogrencilerine yapilacak bir suru is verir "Ve herseyi anladiginizi kabul ediyorum" der "yoksa kotu olur" sertce "Cok kotu"
Kapiya vardiginda,
"Bir sey daha" der. "Benim dusmanlarim var. Pek cok dusman. Bana surekli zehirli et, zehirli tatli gonderilir. Hatta," sertce ekler "zehirli baklava. Yemeden once test etmem gerekir. Bu sekilde uyarildiniz. Daha uzun bir omur isterseniz, bana gonderilen hicbir seye dokunmayin. Ozellikle baklavaya." Hoca gider gitmez, yegeni, ogrencilerinden biriydi, masaya gider ve baklavayi alir.
"Yapma!" diye bagirir arkadaslari. "Onlar zehirli olabilir!"
Cocuk onlara siritir.
"Tabii ki degiller," der. "O sadece kendisine saklamak istiyor." Ve baslar tepsiye. "Gercekten cok iyi" der ve bir baskasini yer.
Yere dusup kivranmadigini goren arkadaslari, Hoca'nin masasinin etrafina toplanirlar ve baklavayi paylasirlar.
"Fakat hepsinin gittigini gorunce biz ona ne diyecegiz?" der iclerinden biri, agzindaki kirintiyi silerken.
Hoca'nin yegeni sadece gulumser.
Hoca dondugunde dogruca masasina gider ve cekmecesine bakar. Ogrencilerine hisimla bakar.
"Biri," der "Biri masamdaymis."
Sessizlik vardir.
"Biri cekmecemdeymis."
Sessizlik.
"Ve biri baklavayi yemis."
"Bendim" der yegeni.
"Sendin! Size anlattigim seyden sonra?"
"Evet."
"Belki aciklaman vardir. Eger oyleyse, olmeden once duymak isterim."
"Sey," der yegeni "Bana verdigin is cok zordu. Hic birini yapamadim. Yaptigim hersey yanlis. Senin cok kizgin ve ailemin hayal kirikligina ugrayacagini biliyordum. Oyle utandigimi hissettim ki, yapilacak tek seyin,..., hayatima son vermek olduguna karar verdim. Boylece senin zehirli baklavani yedim. O an dusunebilecegim tek yol o idi. Fakat eglenceli olan sey, henuz hicbir sey olmadigidir. Nedenini merak ediyorum." Hoca yegeninin masum aciklamasini kisa bir sure inceler.
"Belki," der, "yapmis oldugun ise bir bakmam icin sadece ertelenmis bir cezadir."

Ticaret
Nasreddin Hoca birgün pazarda 10 akçeye aldığı 10 odunu,
9 akçeye satıyormuş. Etraftan sormuşlar: "Hocam bu ne iştir hiç
böyle ticaret olur mu?"
Hoca gayet sakin cevaplamış:
"Olsun. Önemli olan işi nasıl yaptığın değil,
insanların seni iş yaparken görmesidir."

Cennet
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.

Peştemal
Timur ile Hoca bir gün hamama giderler. Hoşbeş ederken Timur, Hoca'ya sorar:
"Hoca, ben köle olsam bana kaç para değer biçerdin?"
Hoca:
"Ben bu işin tellalı değilim ama bir 15 akçe ederdin!"
Bu laf üstüne Timur çok sinirlerinir:
"Hoca" der "Senin dediğini kulağın duyuyormu? Sadece bu peştemal 15 akçe eder be!"
Hoca hiç istifini bozmadan:
"Ben zaten peştemale biçtim bu fiyatı!" der...

Maya Tutar mı ?
Hocanın canı bir gün sarma çeker.Ama elinde yoğurt bakraçları anası da ağlamış ne yapim ne yapim derken aklına göl gelmiş.Gelmiş gölün kenarına,atmış bakraçları kenara çıkarmış sarmış sigarasını hafif hafif demleniyor.Sonra birden bekçinin düdüğünü duymuş. Eyvah şimdi yandık derken aniden atmış sarmayı bakracın içine sonrada bakracı tutmuş göle dökmeye başlamış.O esnada bekçide yanında bitivermiş.Bakmış bakmış anlamamış sonra hocaya sormuş ne yapıyorsun diye.Hocada görmüyor musun yoğurt mayalıyorum demiş. bekçi kahakahalar içinde ilahi hoca koca göl hiç maya tutar mı demiş.Hocada ya tutarsa diye cevap vermiş.Sonra bekçi ilahi hoca diyip güle güle yoluna devam etmiş.Hoca hem keyfine hem yoğurda yanarken bekçinin arkasından bakıp şimdi bu salak herkese anlatır demiş.

Ateş Düştüğü Zaman
Nasreddin Hoca'nın evine tüccar arkadaşı misafir olmuş.Hoca ona mantı pişirip getirmiş. Arkadaşı acele edip mantıyı hemen ağzına atınca boğazı yanmış. Boğazının yandığını belli etmemek için başını tavana doğru dikmiş ve yanmanın etkisi gidince de başını tavandan indirmeyip sormuş :
-Hocam bu tavanı ne zaman yaptınız.
Hoca hemen :
-Boğazına ateş düştüğü zaman, demiş.

Cennet Dolup Taşmış
Bir gün padişah Nasreddin Hoca' ya sormuş.
Hocam ben ölünce cennete mi gideceğim yoksa cehenneme mi, söyle bakayım? demiş.
Hoca padişahtan korkmadan :
-Cehenneme gidersiniz padişahım? demiş.
Padişahın sinirden sakalları titremiş.
Bu durumu gören Hoca :
-Kızmayın padişahım ben aslında size cennete gidersiniz diyecektim fakat sizin cellatlarınızın kılıçlarıyla ölen suçsuz kişilerden cennet dolup taşmış.Bu yüzden cennete sığmazsınız diye cehenneme gidersiniz dedim, demiş.

Nerelere Kadar
Nasreddin Hoca, kirda sesinin yettigince bagirarak ezan okuyor ve olanca
hiziyla kosuyormus.
Bu durumu gören birkaç kisi, Hoca ya birsey oldugunu düsünerek yanina
yaklasip sormuslar :
- Ne oldu sana, Hoca efendi? Bu ne istir?
Hoca, kosmasini sürdürerek :
- Sesimin nerelere kadar gittigini merak ettim de... demis. Onun için
arkasindan kosuyorum...

Çömlek hesabı
Ramazan günlerini hesaplamak için bir çömleğin içine her gün bir taş atar, Hoca. Bir avuç taş doldurur çömleğin içine Hoca'nın yaramaz oğlu, muziplik olsun diye.

Bir zaman sonra arkadaşları: "Bugün Ramazan'ın kaçı acaba? diye sorarlar Hoca'ya. Hoca'da: "Şimdi eve gider öğrenirim. Biraz sabredin." der ve evinin yolunu tutar.

Çömleği boşaltır; bir sayar, iki sayar... Taşların yüz yirmi beş tane olduğunu görür. Şaşkın bir halde döner arkadaşlarının yanına Hoca. "Arkadaşlar, bugün, Ramazan'ın kırk beşi" der.

Hoca'nın bu cevabına gülüşürler arkadaşları. Aralarından biri:

"Aman Hocam, bir ay otuz gündür. Hiç Ramazan'ın kırk beşi olur mu?" diye itiraz eder.

Hoca, biraz şaşkınlık biraz da kızgın bir ifadeyle: "Ben yine insaflı davrandım. Benim çömlek hesabına bakacak olursak; bugün Ramazan'ın yüz yirmi beşi!"der.

Parayı veren düdüğü çalar
Bir gün Nasrettin Hoca pazara giderken çocuklar etrafını almışlar. Hepsi birer düdük ısmarlamış, ama para veren olmamış.

Hoca çocukların tümüne olumlu cevap vermiş:

- Peki, olur...

Çocuklardan yalnız biri, elinde para olduğu halde, Hoca'ya şunları söylemiş:

- Şu parayla bana bir düdük getirir misin ?

Hoca akşama doğru pazardan dönmüş. Yolunu bekleyen çocuklar hemen

Hoca'nın etrafını sararak düdüklerini istemişler.

Nasrettin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp kendisine para veren çocuğa uzatmış.

Ötekileri bağırmaya başlamışlar:

- Ya bizim düdükler nerede ?

Hoca'nın cevabı kısa ve anlamlı olmuş:

- Parayı veren düdüğü çalar.

Kavuk
Bir gün bir adam, elinde mektup

Der ki, Hoca'yı tutup :

"Hocam, zahmet ya sana,

Şu mektubu bana bir okusana."

Mektup baştan sona kadar Arapça

Şöyle bir iki evirir çevirir:

Sökemez; çaresiz, geri verir.

Der ki: "Başkasına okut bunu sen."

Adam şaşırır : "Niçin ?"

"Türkçe değil bu mektup okuyamam."

Yine anlayamaz adam.

Hocanın okuması yok zanneder:

"Ayıp Hoca, ayıp!"der.

"Benden utanmıyorsan şundan utan!

Şu başındaki koca kavuğundan."

Hoca kavuğu çıkartıp uzatır.

Sonra: "-Mademki"der, "iş kavuktadır;

Haydi giy de şunu,

Kendin oku bakalım mektubunu."

Subaşının Eşeği
Eşeği kaybolan Subaşı, ateş püskürmüş:

-Çabuk benim hayvanımı bulun, yoksa karışmam! Diye bağırmaya başlamış.

Herkesi bir telaş , bir korkudur almış. Eşeği aramak için dört bir tarafa dağılan Akşehirliler , yolda Hoca’ya rastlamışlar:

-Aman Hocam, bize yardım et. Yolda sahipsiz bir eşek bulursan hemen yakala n’olur.
-Eşek kimin?
-Subaşının.

Demişler. Hoca da: “Peki ararım” demiş ve türkü söyleye söyleye yolunu sürdürmüş. Karşısına çıkan bir köylü :

-Hocam, böyle türkü söyleyerek ne yapıyorsun?

Deyince ,Hoca:

-Subaşının kaybolan eşeğini arıyorum!

Demiş. Adam , yine sormuş:

-Peki , böyle türkü söyleyerek eşek mi aranır a Hoca?

-El elin eşeğini elbette türkü söyleyerek arar. Hele eşek zorla aranıyorsa. Üstelik Subaşınınsa....

O zaman başka
Hoca’nın kadılık yaptığı sıralarda bir adam gelmiş:

-Hoca efendi demiş,size bir şey danışacağım.
-Buyrun sorun.

Demiş Hoca, adam sözünü sürdürmüş:

-Geçen gün , komşuların size ait olduğunu söyledikleri bir inek, tarlada bizim ineğin karnını vurup öldürmüş. Şimdi ne yapmam gerek?

Hoca , sakallarını sıvazlayıp bir an düşündükten sonra :

-Hayvan bu, demiş, dava edecek değilsin ya!..
-Teşekkür ederim kadı efendi.
-Sahibinin de bu işte suçu yok;ne bilsin böyle olacağını?

Adamın yüzü gülmüş, tekrar söze başlamadan önce:

-Kusura bakma kadı efendi, demin ben bir yanlışlık yaptım, ölen inek benimki değil, seninki imiş.

Hoca , yerinden doğrulup:

-Bak demiş, şimdi iş değişti. O halde verin raftaki kara kaplı kitabı da hele bir bakalım! ...

Perdeyi ben buldum

Bir ahbap topluluğunda Hoca’nın eline iş olsun diye bir saz tutturmuşlar:

-Hadi bize güzel güzel bir şeyler çal da dinleyelim!

Demişler. Hoca sazı eline alınca mızrabı bir aşağı bir yukarı teller üzerinde rastgele dolaştırmağa ve böylece tuhaf tuhaf sesler, gıcırtılar çıkarmağa başlamış:

-Aman Hoca demişler, saz dediğin böyle mi çalınır? Perdeler üzerinde usuliyle gezinmek gerek ...

Hoca , elindeki sazı dımbırdatmağı sürdürürken:

-Onlar perdeyi bulamazlar, aramak için gezinip dururlar. Ben buldu işte. Niçin boşu boşuna gezinip durayım, demiş. Gülmüş.

Ya tutarsa

Hoca Akşehir gölünün kıyısına gitti. Yanında getirdiği bir çanaktan göle kaşık kaşık yoğurt mayası döküp karıştırıyordu. Oradan geçen biri ne yaptığını sordu. Hoca "Gölü mayalıyorum" dedi. "Aman Hoca, sen şaşırdın mı? Göl maya tutar mı hiç?" Hoca "Tutmaz bilirim, ama ya birde tutarsa......Düşün
oğul, ya tutarsa" diye cevapladı adamı.

Zaten inecektim
Nasıl olduysa Hoca eşeğinden düştü. Mahallenin çocukları etrafına toplandılar. Kıkır kıkır gülüşüp alay etmeye başladılar. Hoca "Aman çocuklar, bu kadar gülecek ne var?" dedi. "Ben zaten inecektim."

Söyle BAri
Hoca ormana gitmiş.Oturmuş bir dalın üstüne, başlamış kesmeye.Aşağıdan geçen bir yolcu Hoca'ya seslenmiş:- Be adam! İnsan oturduğu dalı keser mi ? Şimdi düşeceksin.Hoca adama aldırmamış; işine devam etmiş.Az sonra dal kırılmış.Hoca, cumburlop düşmüş.Düştüğü yerden perişan seslenmiş:
-Düşeceğimi bildin ne zaman öleceğimi de söyle bari.
Sıkarken
Nasrettin hoca bir gün yolun kenarında kedisini yıkıyomuş.Yoldan geçen arkadaşı hocaya:
-Hocam kediyi yıkama ölür.
demiş.Hoca aldırış etmemiş ve yıkamış.Arkadaşı dönüşte hocayı tekrar yolun kenarında görmüş.Kedi ölmüştü. adam:
-Hocam ben size kediyi yıkamayın ölür demedimmi? demiş.Hoca:
-Ben kediyi yıkarken ölmediki sıkarken öldü demiş.

ALLAH BİLİYOR
Nasreddin Hoca bir cimri tanıdığının evine gittiğinde tanıdığı ona bayat ekmek ile bir tabak bal ikram etmiş. Nasreddin Hoca bayat ekmeği dişi kesmeyince sinirinden balı kaşıkla yemeye başlamış.Ev sahibinin gözü yerinden oynamış :
-Aman efendim, bal ekmekle yenmez ise, insanın içini sıyırır, demiş.
Nasreddin Hoca hiç ses çıkarmadan balı bitirmiş ve :
-Kimin içinin sıyrıldığını Allah biliyor, demiş.



Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ahmed Husrev
Admin
Admin
Ahmed Husrev


Erkek
Mesaj Sayısı : 64
Kayıt tarihi : 22/12/08

NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR Empty
MesajKonu: Geri: NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR   NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR Icon_minitimeC.tesi Ocak 03, 2009 12:42 pm

nasıl Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
NASREDDİN HOCA FIKRALARININ HEPSİ VAR
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
crazykites :: `·.¸¸.·´´¯`··._.·gündem&haberler`·.¸¸.·´´¯`··._.· :: •·.·´¯`·.·•eğitim•·.·´¯`·.·•-
Buraya geçin: